←Prev   Fi-Kef-He  Next→ 

ف ك ه
Fi-Kef-He
Kökün genel değeri.
meyveleri , şaşırıp, faydalanamazdınız , yemiş, meyve , meyve , memnun, hoşnut, zevk-ü sefada olanlar , zevk içinde yaşayanlar , neşeyle , onun meyveleri , ve meyveler , ve meyveler , ve meyveler
   bifākihatin   (2)

52:22
Biz onlara canlarının çektiği meyveden ve etten ikram ettik.

38:51
Orada, yaslanmış olarak birçok meyve ve içecek isterler.

   tafakkahūna   (1)

56:65
Dileseydik, onu kuru bir çöp haline getirirdik de başlardınız şu şekilde gevelemeye:

   fākihatun   (2)

43:73
Orada sizin için pek çok meyve var. Onlardan yiyeceksiniz.

55:11
Bir meyve var onda. Ve salkımlarla donatılmış hurma ağaçları.

55:68
İkisinde de meyve, hurma ve nar var.

36:57
Orada kendileri için meyveler var. İstedikleri her şey kendilerinin olacak.

   fākihatin   (2)

44:55
Orada, güvenli bir biçimde her türlü meyveyi isterler.

55:52
O cennetlerde iki çift var her meyvadan.

   fākihūna   (1)

36:55
O gün cennet halkı bir uğraş içinde eğlenip ferahlamaktadır.

   fākihīna   (2)

52:18
Rablerinin kendilerine verdikleriyle keyif çatarlar. Rableri onları cehennem azabından korumuştur.

44:27
İçinde zevk sürdükleri nice nimetler.

   fakihīna   (1)

83:31
Ailelerine döndüklerinde, gülüp eğlenmeye koyulurlardı.

   fawākihu   (2)

37:42
Çeşit çeşit meyveler vardır. İkramla karşılanan kişilerdir onlar.

23:19
Onunla size hurmalardan ve üzümlerden bahçeler yetiştirdik, onlarda sizin için birçok meyveler vardır; onlardan yiyorsunuz.

   wafākihatan   (1)

80:31
Meyve, otlak/sebze.

   wafākihatin   (2)

56:32
Birçok meyveler arasındadırlar.

56:20
Ve meyveler, gönüllerince seçtiklerinden.

   wafawākiha   (1)

77:42
Canlarının çektiği meyvelerle yanyanadırlar.

Teşekkür ederim:
IslamAwakened
bu kök sayfaları mümkün kılan herkese teşekkür etmek istiyor.
Çalışmadan formüle etmek için ilham aldık...