←Prev   Kaf-Sin-Mim  Next→ 

ق س م
Kaf-Sin-Mim
Kökün genel değeri.
yemin ederim , yemin ettiniz , yemin ettiler (kasem edenler) , paylaştırma, taksim , muktesim olanlara, kısım kısım ayıranlara , kısmet, şans aramanız , (karşılıklı) kasem ediyorlar, yemin ediyorlar , yemin ettin , hem de, sonra sonra taksim edenlere , o zaman yemin etsinler (iki kişi) , kasem, yemin , bir paylaşma , kısımlara ayırdık, paylaştırdık , mutlaka, gerçekten yemin , ayrılmış, kısımlandırılmış, taksim edilmiş , ve yemin ettiler , ve ikisine yemin etti , yemin eder , taksim ediyorlar
   uq'simu   (1)

75:1
Hayır, öyle değil! Kıyamet gününe yemin ederim ki,

75:2
Öyle değil! Kendisini ısrarla kınayan benliğe de yemin ederim.

81:15
Hayır, iş onların sandığı gibi değil! Yemin olsun o sinip gizlenenlere,

84:16
İş, sandıkları gibi değil! Yemin ederim akşamın kızıllığına,

90:1
Yemin ederim bu kente ki, iş onların sandığı gibi değildir!

56:75
İş onların sandığı gibi değil! Yıldızların doğup batma, kayıp düşme noktalarına yemin ediyorum.

69:38
Hayır, sandıkları gibi değil! Yemin ederim gördüklerinize,

70:40
İş, onların sandığı gibi değil! Doğuların ve batıların Rabbine yemin olsun ki, biz gerçeketen gücü yetenleriz;

   aqsamtum   (2)

7:49
\"Şunlar mıydı o, 'Allah kendilerini hiçbir rahmete erdirmeyecek' diye yemin ettikleriniz?\" Ey cennetliler! Siz de girin cennete. Ne bir korku var size ne de kederleneceksiniz.

14:44
İnsanları, azabın kendilerine ulaşacağı gün konusunda uyar. O gün, zalimler şöyle derler: \"Ey Rabbimiz! Bizi yakın bir süreye kadar geri bırak da çağrına cevap verip resullere uyalım.\" Daha önce siz, kendiniz için çöküş ve bitiş yoktur diye yemin etmediniz mi?

   aqsamū   (2)

68:17
Biz onları, o bahçe sahiplerini belalandırdığımız gibi belalandırdık. Hani, onlar sabaha çıktıklarında, bahçeyi mutlaka kesip biçeceklerine yemin etmişlerdi.

5:53
İman edenler derler ki: \"Şunlar mıdır o tüm güçleriyle sizinle beraber olduklarına yemin edenler?\" Bütün amelleri boşa çıkmıştır da hüsrana uğrayanlardan oluvermişlerdir.

   l-qis'mata   (1)

4:8
Mirasın paylaştırılmasında hısım-akraba, yetimler, yoksul ve çaresizler de hazır bulunurlarsa, ondan onları da rızıklandırın ve onlara güzel ve hoş bir söz de söyleyin.

   l-muq'tasimīna   (1)

15:90
Aynı şekilde, o bölücülere/yemin edip duranlara da beyyineler indirmiştik.

   tastaqsimū   (1)

5:3
Şunlar size haram kılınmıştır: Boğazlanmayarak ölmüş hayvanın eti, kan, domuz eti, üzerine Allah'tan başkasının adı anılmış, boğulmuş, vurulmuş, yuvarlanmış, süsülmüş, canı üzerineyken yetişip kestikleriniz müstesna olmak üzere canavar tarafından yırtılmış ve dikili adak taşları üzerinde boğazlanmış hayvanlar ve bir de fal oklarıyla kısmet paylaşmanız... Bütün bunlar birer sapıştır. Küfre batmış olanlar bugün dininizden ümitlerini kestiler. Artık onlardan korkmayın, benden korkun! Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslam'ı/Allah'a teslim olmayı seçtim. Şu da var ki, her kim ciddi bir açlıkla yüz yüze gelir de günaha kaçmak maksadı olmaksızın onlardan yemek zorunda kalırsa, elbette Allah Gafûr ve Rahîm'dir.

   taqāsamū   (1)

27:49
Allah adına yeminleşerek şöyle dediler: \"Ona ve ailesine bir gece baskını yapalım, sonra da velisine şöyle diyelim: Biz onların ailesinin öldürülüşüne tanık olmadık. Vallahi, doğru söyleyenleriz.\

   tuq'simū   (1)

24:53
Yeminlerinin olanca gücüyle Allah'a ant içtiler ki, sen onlara emredersen mutlaka savaşa çıkacaklar. De ki: \"Ant içmeyin! Örfe uygun bir itaat yeterli! Allah, yapmakta olduklarınızdan haberdardır.\

   fal-muqasimāti   (1)

51:4
O iş ve oluşu bölüştürenlere yemin olsun ki,

   fayuq'simāni   (1)

5:107
Eğer onların bir günah işledikleri kesinlikle anlaşılırsa o zaman, tercih edilmiş olan bu ikisinin yerine bunların aleyhinde bulundukları taraftan iki kişi geçerek şöyle yemin edeceklerdir: \"Allah şahit olsun ki, bizim tanıklığımız, onların tanıklığından daha doğrudur. Biz hiçbir haksızlık yapmadık. Aksi halde mutlaka zalimlerden olurduk.\

5:106
Ey iman edenler! Herhangi birinize ölüm gelip çattığında, vasiyet zamanı aranızdaki tanıklık şöyle olsun: Kendinizden adalet sahibi iki kişi yahut yolculuk etmekte iken ölüm musibeti başınıza geldiyse sizin dışınızdan iki kişi. Bunları namazdan/duadan sonra alıkoyarsınız; kuşkulanırsanız şöyle yemin etsinler: \"Vallahi, yakınlarımız da olsa yeminimizi hiçbir ücret karşılığı satmayacağız, Allah'ın tanıklığını saklamayacağız. Çünkü böyle yaparsak mutlaka günahkârlardan oluruz.\

   qasamun   (1)

89:5
Nasıl, bunlarda akıl sahibi için bir yemin var mı?

   qis'matun   (2)

53:22
İşte bu, insafsız bir bölüştürme.

54:28
Suyun, aralarında bölüştürüleceğini onlara bildir. Her su alış/içiş nöbetledir/içilecek her miktar hazırlanmıştır.

   qasamnā   (1)

43:32
Rabbinin rahmetini onlar mı bölüştürüyorlar? Dünya hayatında onların geçimliklerini aralarında biz paylaştırdık. Ve onların kimini kimine derecelerle üstün kıldık ki, bazısı bazısını tutup çalıştırsın. Rabbinin rahmeti, onların derleyip topladıklarından daha hayırlıdır.

   laqasamun   (1)

56:76
Ve eğer bilirseniz, gerçekten büyük bir yemindir bu.

   maqsūmun   (1)

15:44
Yedi kapısı vardır onun. Her kapıya onlardan bir bölük ayrılmıştır.

   wa-aqsamū   (2)

35:42
Yeminlerinin tüm gücüyle Allah'a ant içmişlerdi ki, eğer kendilerine bir uyarıcı gelirse, ümmetlerin herhangi birinden çok daha doğru bir gidiş üzere olacaklar. Fakat uyarıcı onlara gelince, bu onlara nefretle kaçıştan başka bir katkı sağlamadı.

6:109
Tüm yeminleriyle Allah'a yemin ettiler ki, eğer kendilerine bir mucize gelirse ona mutlaka inanacaklar. Söyle onlara: \"Mucizeler ancak Allah'ın katındadır.\" Mucize geldiğinde de iman etmeyeceklerini anlamıyor musunuz?

24:53
Yeminlerinin olanca gücüyle Allah'a ant içtiler ki, sen onlara emredersen mutlaka savaşa çıkacaklar. De ki: \"Ant içmeyin! Örfe uygun bir itaat yeterli! Allah, yapmakta olduklarınızdan haberdardır.\

16:38
Yeminlerinin tüm gücüyle, \"Allah ölen kimseyi diriltmez!\" diye Allah'a yemin ettiler. Hayır, öyle değil! Öleni diriltmek O'nun üzerinde hak bir vaattır, fakat insanların çokları bilmezler.

   waqāsamahumā   (1)

7:21
Ve onlara, \"ben size öğüt verenlerdenim\" diye yemin de etti.

   yuq'simu   (1)

30:55
Saat gelip kıyamet koptuğu gün, günahkârlar dünyada bir saatten başka kalmadıklarına yemin ederler. Onlar işte böyle çevriliyorlardı.

   yaqsimūna   (1)

43:32
Rabbinin rahmetini onlar mı bölüştürüyorlar? Dünya hayatında onların geçimliklerini aralarında biz paylaştırdık. Ve onların kimini kimine derecelerle üstün kıldık ki, bazısı bazısını tutup çalıştırsın. Rabbinin rahmeti, onların derleyip topladıklarından daha hayırlıdır.

Teşekkür ederim:
IslamAwakened
bu kök sayfaları mümkün kılan herkese teşekkür etmek istiyor.
Çalışmadan formüle etmek için ilham aldık...