←Prev   Ha-Fi-Zı  Next→ 

ح ف ظ
Ha-Fi-Zı
Kökün genel değeri.
muhafaza etmeleri istenen , gözeten, muhafız , muhafız (gözleyici) , koruyucu, koruyan , muhafaza edendir, koruyucudur , koruyucu, gözetici olun , koruyanlar , koruyanlar, bilenler (bilgiyi muhafaza edenler, bilgi sahibi olanlar) , korudu , muhafaza edici (koruyucu olarak) , onları (o ikisini) koruma, muhafaza etme , hafizdir, en iyi koruyandır, muhafaza edendir , hafîz olanlar (üzerine devrin imamının ruhu ulaşmış olanlar) , muhafız, gözetici, kontrol edici , elbette, gerçekten koruyanlar, muhafaza edenler , mutlaka, elbette hıfzeden, hafaza melekleri , muhafaza edilen , korunmuş, muhafaza edilmiş , ve muhafaza edin, koruyun , ve muhafaza eden, koruyan kadınlar , ve muhafaza edenler, koruyanlar , ve muhafaza eden, koruyan erkekler , ve koruyarak , ve onu muhafaza ettik, koruduk , ve koruruz, muhafaza ederiz , ve korusunlar , ve muhafaza etsinler, korusunlar , muhafaza ederler , onu korurlar, muhafaza ederler
   us'tuḥ'fiẓū   (1)

5:44
Biz indirdik Tevrat'ı, biz. İyiye ve güzele kılavuz var onda, ışık var. Allah'a teslim olmuş peygamberler, Yahudilere onunla hakemlik yaparlardı. Kendini Rabb'e adayanlarla ilim ve hikmette derinleşmiş olanlar da Allah'ın Kitabı'ndan korumakla görevli olduklarıyla hükmederlerdi. Zaten onlar Allah'ın Kitabı'na tanıklardı. Artık insanlardan korkmayın, benden korkun da ayetlerimi basit bir ücret karşılığı satmayın. Allah'ın indirdiği ile hükmetmeyenler, kâfirlerin ta kendileridir.

   biḥafīẓin   (1)

6:104
Gerçek şu ki, size Rabbinizden gönül gözleri gelmiştir. Kim görürse kendisi yararına, kim körlük ederse kendisi zararına... Ben sizin üzerinize bekçi değilim.

11:86
\"Eğer inananlar iseniz, Allah'ın bıraktığı kâr sizin için daha hayırlıdır. Ben sizin üzerinizde bir bekçi değilim.\

   ḥāfiẓun   (1)

86:4
Hiçbir benlik yoktur ki, üzerinde bir koruyucu/bir gözetleyici bulunmasın.

   ḥāfiẓan   (1)

12:64
Dedi: \" Daha önce kardeşi için güvendiğim gibi yine güveneyim size, değil mi? Hâfız,koruyucu olarak Allah'tır en hayırlı olan. Merhamet edenlerin en merhametlisi de O'dur.\

   ḥāfiẓātun   (1)

4:34
Erkekler; kadınları gözetip kollayıcıdırlar. Şundan ki, Allah, insanların bazılarını bazılarından üstün kılmıştır ve erkekler mallarından bol bol harcamışlardır. İyi ve temiz kadınlar saygılıdırlar; Allah'ın kendilerini koruduğu gibi, gizliliği gereken şeyi korurlar. Sadakatsizlik ve iffetsizliklerinden korktuğunuz kadınlara önce öğüt verin, sonra onları yataklarında yalnız bırakın ve nihayet onları evden çıkarın/bulundukları yerden başka yere gönderin! Bunun üzerine size saygılı davranırlarsa artık onlar aleyhine başka bir yol aramayın. Allah çok yücedir, sınırsızca büyüktür.

   ḥāfiẓū   (1)

2:238
Namazları/duaları ve orta namazı/orta duayı koruyun. Tam bir saygıyla Allah'ın huzurunda kıyam edin.

   ḥāfiẓūna   (1)

23:5
Cinsiyet organlarını/ırzlarını koruyanlardır onlar.

70:29
Bunlar, cinsiyet organlarını titizlikle korurlar.

   ḥāfiẓīna   (2)

83:33
Oysaki kendileri, inananlar üzerine bekçi gönderilmemişti.

12:81
Babanıza dönüp şöyle deyin: \"Ey babamız, oğlun hırsızlık etti. Biz sadece bildiğimize tanıklık ettik. Biz gaybı bilenler değiliz.\

21:82
Kendisi için dalgıçlık eden, daha başka iş de yapan bazı şeytanları da onun emrine verdik. Biz onları koruyup gözetiyorduk.

   ḥafiẓa   (1)

4:34
Erkekler; kadınları gözetip kollayıcıdırlar. Şundan ki, Allah, insanların bazılarını bazılarından üstün kılmıştır ve erkekler mallarından bol bol harcamışlardır. İyi ve temiz kadınlar saygılıdırlar; Allah'ın kendilerini koruduğu gibi, gizliliği gereken şeyi korurlar. Sadakatsizlik ve iffetsizliklerinden korktuğunuz kadınlara önce öğüt verin, sonra onları yataklarında yalnız bırakın ve nihayet onları evden çıkarın/bulundukları yerden başka yere gönderin! Bunun üzerine size saygılı davranırlarsa artık onlar aleyhine başka bir yol aramayın. Allah çok yücedir, sınırsızca büyüktür.

   ḥafaẓatan   (1)

6:61
Kulları üzerinde egemenlik sahibi Kaahir'dir O. Üzerinize koruyucular gönderir. Nihayet ölüm birinize geldiğinde, elçilerimiz onu vefat ettirirler. Ne vaktinden önce iş yaparlar onlar ne de vaktinden sonra.

   ḥif'ẓuhumā   (1)

2:255
Allah'tan başka ilah yok. Hayy'dır O, sürekli diridir; Kayyûm'dur O, kudretin kaynağıdır. Ne gaflet yaklaşır O'na ne kendinden geçme ne de uyku. Göklerde ne var, yerde ne varsa yalnız O'nundur. O'nun huzurunda, bizzat O'nun izni olmadıkça, kim şefaat edebilir! O, insanların önden gönderdiklerini de bilir, arkada bıraktıklarını da!... İnsanlar O'nun bilgisinden, bizzat kendisinin dilediği dışında, hiçbir şeyi kavrayıp kuşatamazlar. O'nun kürsüsü, gökleri ve yeri çepeçevre kuşatmıştır. Göklerin ve yerin korunması O'na hiç de zor gelmez. Aliyy'dir O, yüceliği sınırsızdır; Azim'dir O, büyüklüğü sınırsızdır.

   ḥafīẓun   (4)

11:57
\"Eğer yüz çevirirseniz ben, bana gönderilen şeyi size tebliğ etmiş bulunuyorum. Rabbim, yerinize başka bir topluluk getirir ve siz O'na hiçbir şekilde zarar veremezsiniz. Kuşkusuz benim Rabbim her şey üzerinde bir Hafîz'dir; kollar, gözetir.\

12:55
Yûsuf dedi ki: \"Beni ülke hazinelerine bakan yap. Ben iyi bir koruyucuyum; bilgiliyim.\

34:21
Oysaki onun, onlar üzerinde hiçbir sultası yoktu. Sadece biz; âhirete inananı, onun hakkında kuşkuya düşenden ayırmak için böyle yapıyorduk. Rabbin herşey üzerinde Hafiz'dir, kollar, korur, gözetir.

42:6
O'nun berisinden veliler edinenlere gelince, onlar üzerine gözcü de Allah'tır. Sen değilsin onlara vekil.

50:4
Toprağın onlardan neyi eksilttiğini pek iyi bilmişizdir biz. Her şeyi saklayıp koruyan bir Kitap var katımızda.

   ḥafīẓin   (1)

50:32
İşte size vaat edilen budur. Allah'a sürekli yönelen, korunması gerekeni koruyan herkese...

   ḥafīẓan   (2)

6:107
Allah dileseydi, şirke batmazlardı. Biz seni onlar üzerine bekçi yapmadık. Sen onlara vekil de değilsin.

42:48
Yüz çevirirlerse, biz seni onlar üzerine bekçi göndermemişiz. Sana düşen, tebliğden başka bir şey değildir. Biz insana, bizden bir rahmet tattırdığımızda, onunla sevinip şımarır. Kendi ellerinin hazırladığından bir kötülük başlarına sarılınca, bakarsın insan, alabildiğine nankörleşmiştir.

4:80
Resule itaat eden Allah'a itaat etmiş olur. Yan çizen çizsin, biz seni onlar üzerine bekçi göndermedik.

   laḥāfiẓūna   (2)

12:12
\"Yarın onu bizimle gönder, gezip oynasın. Kuşkun olmasın biz onu çok güzel korur, gözetiriz.\

15:9
Hiç kuşkusuz, o zikiri/Kur'an'ı biz indirdik, biz; her hal ve şartta onu muhakkak koruyacak olan da biziz.

12:63
Babalarına döndüklerinde dediler ki: \"Ey babamız! Ölçü bizden yasaklandı. Şimdi kardeşimizi bizimle gönder ki, ölçüp alabilelim. Biz onu gerçekten iyi koruyacağız.\

   laḥāfiẓīna   (1)

82:10
Ve şu kuşkusuz ki, sizin üzerinizde koruyucular-bekçiler var.

   maḥfūẓin   (1)

85:22
Korunmuş bir levhada/Levh-i Mahfûz'dadır.

   maḥfūẓan   (1)

21:32
Göğü, korunmuş bir tavan yaptık. Ama onlar göğün ayetlerinden hâlâ yüz çeviriyorlar.

   wa-iḥ'faẓū   (1)

5:89
Allah sizi yeminlerinizdeki boş lakırdıdan ötürü hesaba çekmez, ama bilinçli olarak gerçekleştirdiğiniz yeminlerden sizi sorumlu tutar. Böyle bir yeminin keffâreti, ailenize yedirmekte olduğunuzun orta derecesinden on yoksulu doyurmak, yahut onları giydimek, yahut da özgürlüğünden yoksun kalmış bir benliği özgürlüğüne kavuşturmaktır. Bunlara imkân bulamayan üç gün oruç tutar. Yemin ettiğinizde yeminlerinizin keffâreti işte budur. Yeminlerinizi koruyun. Allah size ayetlerini böyle açıklar ki şükredebilesiniz.

   wal-ḥāfiẓāti   (1)

33:35
Allah şu kişiler için bir affediş ve büyük bir ödül hazırlamıştır: Müslüman erkekler, Müslüman kadınlar, mümin erkekler, mümin kadınlar, itaat eden erkekler, itaat eden kadınlar, özü-sözü doğru erkekler, özü-sözü doğru kadınlar, sabreden erkekler, sabreden kadınlar, Allah korkusuyla ürperen erkekler, Allah korkusuyla ürperen kadınlar, sadaka veren erkekler, sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler, oruç tutan kadınlar, ırz ve iffetlerini koruyan erkekler, ırz ve iffetlerini koruyan kadınlar, Allah'ı çok anan erkekler, Allah'ı çok anan kadınlar.

   wal-ḥāfiẓūna   (1)

9:112
Tövbe edenler, ibadet edenler, hamd edenler, seyahet ederken oruç tutanlar, rükû edenler, secdeye kapananlar, iyiliğe özendirip kötülükten sakındıranlar, Allah'ın sınırlarını koruyanlar... Müjdele o müminleri!

   wal-ḥāfiẓīna   (1)

33:35
Allah şu kişiler için bir affediş ve büyük bir ödül hazırlamıştır: Müslüman erkekler, Müslüman kadınlar, mümin erkekler, mümin kadınlar, itaat eden erkekler, itaat eden kadınlar, özü-sözü doğru erkekler, özü-sözü doğru kadınlar, sabreden erkekler, sabreden kadınlar, Allah korkusuyla ürperen erkekler, Allah korkusuyla ürperen kadınlar, sadaka veren erkekler, sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler, oruç tutan kadınlar, ırz ve iffetlerini koruyan erkekler, ırz ve iffetlerini koruyan kadınlar, Allah'ı çok anan erkekler, Allah'ı çok anan kadınlar.

   waḥif'ẓan   (1)

37:7
Ve her türlü inatçı-âsi şeytandan koruduk.

41:12
Böylece onları, iki günde yedi gök halinde takdir edip her göğe kendi iş ve oluşunu vahyetti. Ve biz, arza en yakın göğü kandillerle ve bir korumayla donattık. İşler bunlar Azîz ve Alîm olanın takdiridir.

   waḥafiẓ'nāhā   (1)

15:17
Ve onu/onları, her kovulup taşlanmış şeytandan koruduk.

   wanaḥfaẓu   (1)

12:65
Yüklerini açtıklarında sermayelerini buldular; onlara geri verilmişti. \"Ey babamız, dediler, daha ne istiyoruz! İşte sermayemiz, bize geri verilmiş. Ailemize yeniden yiyecek alırız. Kardeşimizi koruruz. Bir deve yükü zahire de ilave ederiz. Zaten şu aldığımız az bir miktardır.\

   wayaḥfaẓna   (1)

24:31
Mümin kadınlara da söyle: Bakışlarını yere indirsinler. Cinsel organlarını/ırzlarını korusunlar. Süslerini/zînetlerini, görünen kısımlar müstesna, açmasınlar. Örtülerini/başörtülerini göğüs yırtmaçlarının üzerine vursunlar. Süslerini şu kişilerden başkasına göstermesinler: Kocaları yahut babaları yahut kocalarının babaları yahut oğulları yahut kocalarının oğulları yahut kardeşleri yahut erkek kardeşlerinin oğulları yahut kız kardeşlerinin oğulları yahut kendi kadınları yahut ellerinin altında bulunanlar yahut ihtiyaç içinde olmayan erkeklerden kendilerinin hizmetinde bulunanlar yahut kadınların kaygı duyulacak yerlerini henüz anlayacak yaşa gelmemiş çocuklar. Süslerinden, gizlemiş olduklarının bilinmesi için ayaklarını yere vurmasınlar. Ey müminler, Allah'a topluca tövbe edin ki kurtuluşa erebilesiniz!

   wayaḥfaẓū   (1)

24:30
Mümin erkeklere söyle: Bakışlarını yere indirsinler. Cinsel organlarını/ırzlarını korusunlar. Bu onlar için daha arındırıcıdır. Kuşkusuz, Allah, yapmakta olduklarınızdan haberdardır.

   yuḥāfiẓūna   (3)

6:92
Bu da bizim, kentlerin/medeniyetlerin anasını uyarman için indirdiğimiz bir kitap. Kutsal-bereketli, kendinden öncekini doğrulayıcı. Âhirete inananlar, ona da inanırlar ve onlar namazlarına/dualarına devam ederler.

70:34
Ve bunlar, namazlarını/dualarını korurlar.

23:9
Namazlarını/dualarını korumaya devam ederler onlar.

   yaḥfaẓūnahu   (1)

13:11
Her biri için onu önünden ve arkasından izleyen gözcüler vardır ki, kendisini Allah'ın emrine bağlı olarak koruyup denetlerler. Gerçek şu ki Allah, bir toplumun mâruz kaldığı şeyleri, onlar, birey olarak içlerindekini/birey olarak kendilerine ilişkin olanı değiştirmedikçe, değiştirmez. Allah bir topluma bir perişanlık dileyince de artık onu geri çevirecek bir güç yoktur. Ve onlar için Allah'ın berisinden koruyucu bir dost da olamaz.

Teşekkür ederim:
IslamAwakened
bu kök sayfaları mümkün kılan herkese teşekkür etmek istiyor.
Çalışmadan formüle etmek için ilham aldık...