2:25
İman edip hayra/barışa yönelik işler yapanlara şunu müjdele: Kendileri için, altlarından ırmaklar akan cennetler olacaktır. Onlardaki herhangi bir meyveden bir rızık olarak her nasiplendirildiklerinde, şöyle dileyeceklerdir: \"İşte bu, daha önce rızıklandırıldığımız şey!\" Bu rızık onlara buna benzer şekilde verilmişti. Onlar için orada tertemiz eşler de vardır. Ve onlar orada sürekli kalacaklardır.
2:79
Yazıklar olsun o kişilere ki, Kitap'ı kendi elleriyle yazarlar da sonra onunla basit bir karşılık satın alsınlar diye, \"İşte bu, Allah katındandır!\" derler. Vay haline onların, ellerinin yazdıkları yüzünden! Vay haline onların, kazanıp durdukları yüzünden!
2:126
İbrahim şöyle yakarmıştı: \"Rabbim! Şu kenti güvenli bir kent yap, halkının Allah'a ve âhiret gününe inananlarını çeşitli ürünlerle rızıklandır.\" Rab dedi ki: \"Küfre sapanları az bir nimetle rızıklandırır, sonra da ateş azabına itiveririrm. Ne kötü bir dönüş yeridir o!\
3:37
Allah, onu güzel bir kabulle kabul etti ve onu güzel bir bitki gibi besleyip büyüttü. Onu, Zekeriyya'nın korumasına verdi. Zekeriyya, mihrapta onun yanına her girdiğinde, orada bir rızık bulur ve sorardı: \"Meryem, bu sana nereden?\" Meryem de \"Bu, Allah katındandır; çünkü Allah dilediğini hesapsızca rızıklandırır.\" derdi.
3:51
\"Allah benim de Rabbimdir, sizin de Rabbinizdir; o halde, O'na kulluk edin!İşte bu, dosdoğru bir yoldur.\
3:62
İşte, gerçek kıssanın ta kendisi budur. Allah'tan başka ilah yoktur. Ve Allah, elbette Azîz'dir, elbette Hakîm'dir.
3:125
İş, sanıldığı gibi değildir. Onlar, hemen şu anda üstünüze gelseler bile, eğer siz sabreder ve korunursanız, Rabbiniz sizi, üzerlerine nişan vurulmuş beş bin melekle destekler.
3:138
Bu, insanlara bir açıklama, korunup sakınanlara da bir öğüt ve kılavuzdur.
3:165
Size, başkalarına iki katını dokundurduğumuz bir musibet dokununca: \"Bu da nereden!\" mi dediniz? De ki: \"O, sizin öz benliklerinizdendir.\" Allah, her şeye Kadîr'dir.
5:31
Derken, Allah, kardeşinin cesedini nasıl saklayacağını ona göstermek için yeri eşeleyen bir karga gönderdi. O dedi ki: \"Vay be! Şu karga kadar bile olamıyor muyum ki, kardeşimin cesedini saklayayım.\" Bu arada, pişmanlık duyanlardan olmuştu.
5:41
Ey resul! Kalpleri inanmamış olduğu halde ağızlarıyla \"İnandık\" diyenlerin küfürde yarışırcasına koşanları seni üzmesin. Yahudilerden bazıları yalancılık etmek için dinlerler; huzuruna çıkmamış olan başka bir topluluk için dinlerler. Yerlerine oturmuş kelimeleri, yapılarını bozup değiştirirler. \"Size şu verilirse alın, eğer o verilmezse çekinin.\" derler. Allah birini fitneye çarptırmak isterse sen onun için Allah karşısında hiçbir şey yapamazsın. Bunlar o kişilerdir ki, Allah kalplerini temizlemek istemiyor. Dünyada bir rezillik vardır onlar için; âhirette de büyük bir azap var onlara.
5:110
Hani, Allah şöyle demişti: \"Ey Meryem'in oğlu İsa! Senin ve annenin üzerindeki nimetimi hatırla. Seni Ruhulkudüs'le desteklemiştim, beşikte iken ve erginlik çağında insanlarla konuşuyordun. Sana Kitap'ı, hikmeti, Tevrat'ı, İncil'i öğretmiştim. Benim iznimle çamurdan kuş görünümünde bir şey yaratıyor, içine üflüyordun da o benim iznimle kuş oluyordu. Doğuştan körü, abraşı benim iznimle iyileştiriyordun. Benim iznimle ölüleri çıkarıyordun. İsrailoğullarını senden uzak tutmuştum. Hani, sen onlara açık-seçik ayetleri getirdiğinde, küfre sapanları şöyle deyivermişti: \"Açık bir büyüden başka bir şey değil bu.\
5:119
Allah buyurdu: \"Özü-sözü doğru olanlara, doğruluklarının yarar sağlayacağı gün budur. Altlarından ırmaklar akan cennetler var onlar için. Sürekli kalacaklardır orada.\" Allah onlardan razı olmuştur, onlar da Allah'tan razı olmuşlardır. İşte budur büyük kurtuluş.
6:7
Eğer biz sana parşömen üzerine yazılı bir kitap göndermiş olsaydık, onlar da ona elleriyle dokunmuş olsalardı, o küfre batmışlar, hiç kuşkusuz şöyle deyivereceklerdi: \"Bu, apaçık bir büyüden başka şey değildir.\
6:19
Sor: \"Tanıklık bakımından hangi şey daha büyüktür?\" De ki: \"Benimle sizin aranızda Allah tanıktır. Bu Kur'an bana vahyolundu ki, onunla sizi ve ulaştığı herkesi uyarayım. Siz gerçekten Allah'ın yanında başka ilahların bulunduğuna tanıklık ediyor musunuz?\" De ki: \"Ben buna tanıklık etmiyorum.\" De ki: \"O, sadece tek bir tanrıdır! Ve ben, sizin ortak tuttuğunuz şeylerden uzağım!\
6:25
İçlerinden sana kulak verenler vardır; ama biz onu gereğince anlamamaları için kalplerine kılıflar geçirmiş, kulaklarına bir ağırlık koymuşuzdur. Tüm mucizeleri görseler de onlara inanmazlar. Nihayet sana gelip seninle çekişerek söyle derler küfre sapanlar: \"Bu, eskilerin masallarından başka bir şey değildir.\
6:30
Rableri huzurunda durdurulduklarını bir görsen! Sordu: \"Gerçek değil miymiş bu?\" Dediler: \"Rabbimize yemin olsun ki, gerçekmiş.\" Dedi: \"O halde, küfre sapmış olmanızdan dolayı tadın azabı.\
6:76
Gece onun üstünü örtünce bir yıldız gördü de \"İşte Rabbim bu!\" dedi. Yıldız battığında ise \"Batıp gidenleri sevmem!\" diye konuştu.
6:77
Ay'ı doğar halde görünce, \"Rabbim bu!\" dedi. O batınca da şöyle konuştu: \"Eğer Rabbim bana kılavuzluk etmeseydi sapıtan topluluktan olurdum.\
6:78
Nihayet Güneş'in doğmakta olduğunu gördüğünde, \"Benim Rabbim bu, bu daha büyük!\" dedi. O da batıp gidince şöyle seslendi: \"Ortak koştuğunuz şeylerden uzağım ben.\
6:78
Nihayet Güneş'in doğmakta olduğunu gördüğünde, \"Benim Rabbim bu, bu daha büyük!\" dedi. O da batıp gidince şöyle seslendi: \"Ortak koştuğunuz şeylerden uzağım ben.\
6:130
Ey cinler ve insanlar topluluğu! İçinizden, size ayetlerimi anlatan ve şu gününüzle yüz yüze geleceğiniz hususunda sizi uyaran resuller gelmedi mi? \"Kendi aleyhimize tanıklık ettik.\" dediler. İğreti hayat onları aldattı da küfre saptıklarına ilişkin, öz benlikleri aleyhinde tanıklık ettiler.
6:136
Kendi döllendirip yaydığı ekinden ve hayvanlardan Allah'a bir pay ayırdılar da kendi zanlarınca şöyle dediler: \"Bu Allah için, bu da ortaklarımız için.\" ortakları için olan Allah'a ulaşmaz. Ama Allah için olan, ortaklarına ulaşıyor. Ne kötü hüküm veriyorlar!
6:153
Bu benim dosdoğru yolumdur, onu izleyin, başka yolları izlemeyin! Yoksa bu hal sizi O'nun yolundan uzaklaştırıp parçalara böler. Sakınıp korunasınız diye O bunu önermiştir size.
7:51
Onlar kendi dinlerini eğlence ve oyun haline getirdiler, iğreti hayat onları aldattı. Onlar bugüne kavuşacaklarını unutmuşlardı. Ayetlerimize karşı direniyorlardı. Bugün de biz onları unutuyoruz.
7:109
Firavun toplumunun kodamanları şöyle konuştular: \"Bu adam gerçekten çok bilgili bir büyücü.\
7:123
Firavun dedi ki: \"Demek ben size izin vermeden ona inandınız ha! Bu, şehirde tezgâhladığınız bir tuzaktır ki, bununla şehir halkını oradan çıkarmak peşindesiniz. Yakında anlarsınız.\
7:169
Arkalarından, yerlerini alan halefler geldi. Bunlar, kitaba vâris olmuşlardı. Şu basit dünyanın geçici menfaatini esas alıyorlar ve şöyle diyorlardı: \"Biz zaten bağışlanacağız!\" Kendilerine, bir menfaat daha gelse onu da alıyorlardı. Bunlardan, Allah hakkında, gerçek dışında bir şey söymemelerine ilişkin kitap mîsakı alınmamış mıydı? O kitabın içindekileri okuyup incelemediler mi? Âhiret yurdu, takvaya sarılanlar için daha hayırlıdır. Hâlâ aklınızı işletmeyecek misiniz?
7:203
Onlara bir ayet getirmediğinde, \"Onu da şuradan buradan derleseydin ya!\" diye konuşurlar. De ki: \"Ben sadece Rabbimden bana vahyedilene uyuyorum. Bu, Rabbinizden gelen gönül gözleridir, doğruya kılavuzdur, iman eden bir toplum için rahmettir.\
8:31
Ayetlerimiz onlara okunduğunda şöyle derler: \"Tamam, işittik. İstersek bunun gibisini elbette ki söyleriz; öncekilerin masallarından başka şey değil ki bu!\
8:31
Ayetlerimiz onlara okunduğunda şöyle derler: \"Tamam, işittik. İstersek bunun gibisini elbette ki söyleriz; öncekilerin masallarından başka şey değil ki bu!\
8:32
Şunu da söylemişlerdi: \"Allahımız! Eğer bu, senin katından gelmiş gerçeğin kendisiyse, gökten üstümüze taş yağdır. Yahut bize korkunç bir azap musallat et.\
9:28
Ey inananlar! Müşrikler bir pisliktir. Artık bu yıllarından sonra Mescid-i Haram'a yaklaşmasınlar! Eğer yoksulluktan korkarsanız bilin ki, Allah dilediği taktirde sizi yakında lütfundan zengin edecektir. Allah herşeyi bilir, tüm hikmetlerin sahibidir.
9:35
Gün olur, cehennem ateşinde onların üzerine lav dökülür de bununla onların alınları, böğürleri, sırtları dağlanır: \"İşte egolarınız için yığdıklarınız. Hadi, tadın biriktirmiş olduklarınızı!\
10:2
\"İnsanları uyar, iman edenlere de kendileri için Allah katında yüksek bir doğruluk derecesi bulunduğunu müjdele\" diye içlerinden bir er kişiye vahiy göndermemiz, insanlara şaşırtıcı mı geldi? Küfre batanlar: \"Bu adam açık bir büyücüdür.\" dediler.
10:15
Ayetlerimiz onlara açık-seçik parçalar halinde okunduğu zaman, bize ulaşmayı ummayanlar şöyle dediler: \"Bundan başka bir Kur'an getir yahut bunu değiştir.\" De ki: \"Onu kendiliğimden değiştirmem benim için söz konusu olamaz. Ben sadece bana vahyolunana uyuyorum. Rabbime isyan edersem, büyük bir günün azabından korkuya düşerim.\
10:37
Bu Kur'an, Allah'ın berisinden birilerince yalan isnatlarla oluşturulmuş değildir. O, kendinden öncekinin tasdiki ve Kitap'ın ayrıntılı kılınmasıdır. Kuşku ve çelişme yoktur onda. Âlemlerin Rabbi'ndendir o.
10:48
Diyorlar ki: \"Doğru sözlülerseniz bu vaat ne zaman?\
10:76
Gerçek, katımızdan onlara geldiğinde şöyle demişlerdi: \"Hiç kuşkusuz, bu, apaçık bir büyüdür.\
10:77
Mûsa dedi ki: \"Gerçek size ulaştığında böyle mi konuşuyorsunuz? Büyü müdür bu? Büyücülerin kurtuluşu yoktur.\
11:7
O, odur ki, gökleri ve yeri altı günde yaratmıştır. O'nun arşı da su üzerinde idi. Böyle yapması, iş ve davranış yönünden hanginizin daha güzel olduğunu belirlemek için sizi denemeye yöneliktir. Sen, \"Kuşkusuz, sizler ölümden sonra diriltileceksiniz!\" dediğinde, küfre batanlar hemen ve kesinlikle şöyle derler: \"Bu apaçık bir büyüden başka şey değildir.\
11:49
İşte bunlar, sana vahyetmekte olduğumuz gayb haberlerindendir. Bundan önce onları sen de bilmiyordun, toplumun da... Artık sabırlı ol! Sonuç, takvaya sarılanlarındır.
11:62
Dediler ki: \"Ey Sâlih! Sen bundan önce, aramızda aranan/ümit beslenen bir kişi idin. Şimdi kalkmış, atalarımızın kulluk ettiklerine kulluk etmemizi mi yasaklıyorsun? Gerçek şu ki biz, bizi çağırdığın şey hakkında kafaları karıştıran bir kuşku içindeyiz.\
11:72
\"Vay başıma, dedi. Doğuracak mıyım ben? Kendim bir kocakarı, kocam bir ihtiyar. Gerçekten şaşılacak şey bu.\
11:77
Elçilerimiz Lût'a geldiğinde onlar için kaygılanmış, göğsü daralmış da şöyle demişti: \"Bu, zorlu bir gün!\
12:3
Biz bu Kur'an'ı sana vahyederek, hikâyelerin en güzelini anlatıyoruz. Oysaki sen, bundan önce bunlardan tamamen habersiz olanlardandın.
12:15
Onu götürüp kuyunun dibine koymaya karar verdiklerinde biz de ona şöyle vahyettik: Yemin olsun ki sen onlara, şu yaptıklarını hiç farkında olmayacakları bir sırada haber vereceksin.\
12:19
Bir yolcu kafilesi gelmişti. Sucularını gönderdiler. O da kovasını sarkıttı. \"Müjde! Bu bir oğlan!\" diye haykırdı. Ticaret maksadıyla onu sakladılar. Allah ne yaptıklarını çok iyi biliyordu.
12:31
Kadın onların oyunlarını işitince, onlara haber gönderdi. Kendilerine, yaslanarak yiyebilecekleri bir sofra hazırladı ve her birine bir bıçak verdi. Yûsuf'a: \"Karşılarına çık!\" dedi. Nihayet Yûsuf'u görünce onu öylesine yücelttiler ki, kendilerinin ellerini kestiler. Şöyle dediler: \"Aman Allahım! Bu bir insan değil; asil bir melek bu!\
12:31
Kadın onların oyunlarını işitince, onlara haber gönderdi. Kendilerine, yaslanarak yiyebilecekleri bir sofra hazırladı ve her birine bir bıçak verdi. Yûsuf'a: \"Karşılarına çık!\" dedi. Nihayet Yûsuf'u görünce onu öylesine yücelttiler ki, kendilerinin ellerini kestiler. Şöyle dediler: \"Aman Allahım! Bu bir insan değil; asil bir melek bu!\
12:93
\"Şu gömleğimi götürün, babamın yüzü üstüne koyun ki, gözü görür hale gelsin. Ve sonra da bütün ailenizle toplanıp bana gelin.\
12:100
Ana-babasını tahtın üstüne çıkardı. Hepsi, Yûsuf'un önünde secde eder gibi eğildiler. Yûsuf dedi: \"Babacığım, işte bu, benim önceden gördüğüm rüyanın yorumudur. Rabbim onu gerçekleştirdi. O, bana çok güzel lütuflarda bulundu, şeytan, benimle kardeşlerim arasına yamukluk soktuktan sora, O beni zındandan çıkardı. Sizi de çölden getirdi. Rabbim, dilediği şeyde çok ince lütuflar sergiliyor. Alîm olan O'dur, Hakîm olan O'dur.\
14:35
Bir zaman, İbrahim şöyle demişti: \"Rabbim, bu beldeyi güvenli kıl. Beni ve oğullarımı putlara kulluktan uzak tut!\
14:52
İşte bu, onunla uyarılsınlar, Allah'ın tek ilah olduğunu bilsinler, aklı ve gönlü işleyenler de ibret alsınlar diye, insanlara yöneltilmiş bir tebliğdir.
15:41
Buyurdu: \"İşte bana varan dosdoğru yol budur.\
16:116
Yalan düzerek Allah'a iftira etmek için, dillerinizin uydurma nitelendirmeleriyle \"Şu helaldir, şu da haramdır!\" demeyin. Yalan düzerek Allah'a iftira edenler kurtulamazlar.
17:9
Şüpheniz olmasın ki bu Kur'an en kalıcı, en doğru olana kılavuzlar ve müminlere şu yolda müjde verir: Barışa/hayra yönelik işler yapanlar için büyük bir ödül vardır.
17:41
Biz, gerçeği, Kur'an'da türlü biçimlerde ifade ettik ki, düşünüp anlayabilsinler. Fakat bu onların sadece kaçışlarını artırıyor.
17:62
Yine dedi: \"Şu benden üstün kıldığına bir baksana! Yemin olsun, eğer beni kıyamet gününe kadar ertelersen, onun soyunu, pek azı hariç, hükmüm altına alacağım.\
17:88
De ki: \"Yemin olsun, eğer insanlar ve cinler şu Kur'an'ın bir benzerini getirmek üzere bir araya toplansalar, birbirlerine de destek olsalar, onun bir benzerini yine de ortaya getiremezler.\
17:89
Yemin olsun, biz bu Kur'an'da, insanlar için her benzetmeden nice örnekler sıraladık. Ama insanların çoğu inkâr ve nankörlükten başka bir şeyde diretmediler.
18:49
Kitap ortaya konulmuştur. Günahkârların, onun içindekilerden korkup ürpererek şöyle dediklerini görürsün: \"Vay başımıza! Ne biçim kitap bu! Ne küçük bırakmış ne büyük. Hepsini sayıp dökmüş!\" Yapıp ettiklerini hazır bulmuşlardır. Rabbin hiç kimseye zulmetmiyor.
18:54
Yemin olsun, biz, bu Kur'an'da, insanlar için her türlü örneği değişik ifadelerle gözler önüne koyduk. İnsan ise varlığın, tartışmaya en çok tutkun olanıdır.
18:62
Orayı geçtiklerinde Mûsa, genç arkadaşına dedi ki: \"Hadi, getir şu sabah yemeğimizi. Vallahi bu yolculuğumuz yüzünden epey çektik.\
18:78
Dedi ki: \"İşte bu, seninle benim aramın ayrılmasıdır. Şimdi sana, tahammül edemediğin şeylerin içyüzünü haber vereceğim.\
18:98
Dedi: \"Bu, Rabbimden bir rahmettir. Rabbimin vaadi gelince onu yerle bir eder. Ve Rabbimin vaadi haktır.\
19:23
Nihayet doğum sancısı onu, bir hurma ağacının kütüğüne götürdü. \"Ah dedi, keşke daha önce ölseydim, keşke unutulup gitseydim.\
19:36
Şüphesiz, Allah, benim de Rabbimdir, sizin de Rabbinizdir. O halde O'na ibadet edin. Dosdoğru yol budur.
20:88
Sâmirî onlar için, böğürmesi olan bir buzağı heykeli çıkardı. Dediler ki: \"Bu, hem sizin hem de Mûsa'nın tanrısıdır. Ama Mûsa unuttu.\
20:117
Bunun üzerine biz şöyle demiştik: \"Ey Âdem! Şu, senin de eşinin de düşmanıdır, dikkat et de sizi cennetten çıkarmasın; sonra bedbaht olursun.\
21:3
Kalpleri hep oyun ve oyalanmada. O zulüm sergileyenler, şu yolda bir fısıldaşmayı iyice koyulaştırdılar: \"Bu adam, sizin gibi bir insandan başkası değil. Gözünüz baka baka büyüye mi gidiyorsunuz!\
21:24
Yoksa O'nun dışında bazı ilahlar mı edindiler? De ki: \"Susturucu delilinizi getirin! Benimle beraber olanların da benden öncekilerin de Zikir'i budur. Ne yazık ki onların çokları hakkı bilmezler; bu yüzden de yüz çevirirler.\
21:38
Diyorlar ki: \"Eğer doğru sözlüler iseniz bu vaat ne zaman?\
21:62
Dediler: \"Tanrılarımıza bunu sen mi yaptın, ey İbrahim?\
21:63
Dedi: \"Hayır, ben değil. Şu büyükleri yapmıştır onu. Hadi, sorun onlara eğer konuşabiliyorlarsa!\
21:103
O en büyük korku onları tasalandırmaz. Melekler onları şöyle karşılarlar: \"Bu size o vaat edilen gününüzdür!\
23:24
Toplumu içinden inkârcı kodaman grup şöyle dedi: \"Bu adam, sizin gibi bir insandan başka şey değil; size üstünlük taslamak istiyor. Eğer Allah dileseydi, melekler indirirdi. Biz ilk atalarımız arasında böyle bir şey duymadık.\
23:33
Toplumunun, dünya hayatında servet ve refaha ulaştırdığımız halde inkâra sapıp âhiretteki buluşmayı yalanlayan kodaman takımı şöyle dedi: \"Bu adam, sadece sizin gibi bir insan; yemekte olduğunuzdan yiyor, içmekte olduğunuzdan içiyor.\
23:83
\"Yemin olsun, biz de bizden önce atalarımız da bununla tehdit edildik. Öncekilerin masallarından başka bir şey değil bu!\
23:83
\"Yemin olsun, biz de bizden önce atalarımız da bununla tehdit edildik. Öncekilerin masallarından başka bir şey değil bu!\
24:12
Onu işittiğinizde, erkek ve kadın müminlerin birbirleri için iyi zanda bulunup \"Bu apaçık bir iftiradır\" demeleri gerekmez miydi?\
24:16
Onu duyduğunuzda, \"Bu konuda söz söylememiz bize yakışmaz; hâşâ, bu büyük bir iftiradır\" demeniz gerekmez miydi?
25:4
Küfre batanlar dediler ki: \"Bu, onun uydurduğu bir düzmeceden başka şey değildir. Ve bu düzmecede ona, başka bir topluluk da yardım etmiştir.\" Yemin olsun ki, bunu söyleyenler bir zulüm, günah ve iftira sergilemişlerdir.
25:7
Şunu da söylemişlerdir: \"Ne biçim resuldür bu; yemek yiyor, sokaklarda yürüyor. Üzerine bir melek indirilmeli, beraberinde özel bir uyarıcı olmalı değil miydi?\
25:30
Resul de şöyle der: \"Ey Rabbim, benim toplumum, bu Kur'an'ı terk edilmiş/dışlanmış halde tuttular.\
25:53
İki denizi birbiri üstüne salan O'dur. Bu, tatlı ve yürek ferahlatıcı; şu, tuzlu ve acı. Ve ikisinin arasında bir berzah, geçişi engelleyen bir perde koymuştur.
26:34
Firavun, çevresindeki kodamanlar konseyine şöyle dedi: \"Bu adam gerçekten bilgin bir büyücü;
26:137
\"Bu, öncekilerin uydurmalarından başka şey değil.\
27:13
İşte bu şekilde ayetlerimiz göz ve gönül açar bir biçimde onlara geldiğinde şunu deyiverdiler: \"Açık bir büyüdür bu...\
27:16
Süleyman, Davûd'a mirasçı oldu ve şöyle dedi: \"Ey insanlar, bize kuşların dili öğretildi ve bize herşeyden biraz verildi. Kuşkusuz bu, apaçık lütfun ta kendisidir.\
27:28
\"Şu yazımı götürüp onlara at. Sonra onlardan uzaklaş da bak bakalım, nasıl davranacaklar.\
27:40
Kendinde Kitap'tan bir ilim olan kişi de şöyle dedi: \"Ben onu sana, gözünü açıp yumuncaya kadar getiririm.\" Derken Süleyman, tahtı, yanında kurulmuş görünce şöyle konuştu: \"Rabbimin lütfundandır bu. Şükür mü edeceğim, nankörlük mü diye beni denemek istiyor. Esasında, şükreden, kendisi lehine şükretmiş olur. Kim de nankörlük ederse bilsin ki, Rabbim Ganî'dir, cömerttir.\
27:68
\"Yemin olsun, bununla şimdi biz, önceden de atalarımız tehdit edildi. Bu, öncekilerin masallarından başka bir şey değil.\
27:68
\"Yemin olsun, bununla şimdi biz, önceden de atalarımız tehdit edildi. Bu, öncekilerin masallarından başka bir şey değil.\
27:71
\"Eğer doğru sözlülerseniz, bu vaat ne zaman?\" derler.
27:76
Hiç kuşkunuz olmasın ki bu Kur'an, İsrailoğullarına, ihtilafa düştükleri şeylerin birçoğunu anlatıyor.
28:15
Halkının habersiz olduğu bir sırada kente girdi. Orada iki adam buldu, dövüşüyorlardı. Bu, Mûsa'nın halkından, şu da düşmanlarındandı. Kendi halkından olan, düşmanından olana karşı Mûsa'dan yardım istedi. Mûsa ona bir yumruk indirdirip işini bitirdi. Dedi: \"Bu yaptığım, şeytanın amellerindendir. İnsanı saptıran açık bir düşmandır o.\
28:15
Halkının habersiz olduğu bir sırada kente girdi. Orada iki adam buldu, dövüşüyorlardı. Bu, Mûsa'nın halkından, şu da düşmanlarındandı. Kendi halkından olan, düşmanından olana karşı Mûsa'dan yardım istedi. Mûsa ona bir yumruk indirdirip işini bitirdi. Dedi: \"Bu yaptığım, şeytanın amellerindendir. İnsanı saptıran açık bir düşmandır o.\
28:36
Bunun ardından Musa onlara açık-seçik ayetlerimizi getirdiğinde onlar şöyle dediler: \"Uydurulmuş bir büyüden başkası değil bu. İlk atalarımız arasında bunu hiç duymadık.\
30:58
Yemin olsun ki, biz bu Kur'an'da insanlar için her türlü örneği verdik. Sen onlara bir mucize getirsen, gerçeği örten nankörler/inkâr edenler mutlaka şöyle diyeceklerdir: \"Siz, eskiyi hükümsüz kılanlardan başkası değilsiniz.\
31:11
İşte Allah'ın yaratışı/yarattıkları! Hadi, gösterin bana onun dışındakiler ne yaratmıştır? Hayır, hayır, zalimler açık bir sapıklık içindedirler.
32:14
\"Bu gününüzü unutmuş olmanın karşılığını tadın. Kuşkusuz, biz de sizi unuttuk. Yaptıklarınıza karşılık o uzun süreli azabı tadın!\
32:28
Bir de soruyorlar: \"Eğer doğru sözlülerseniz, bu fetih ne zaman?\
33:22
Müminler, düşman hizipleri gördüklerinde şöyle demişlerdir: \"Allah'ın ve resulünün bize vaat ettiği işte budur. Ve Allah da resulü de doğru sözlüdür.\" Bu onların sadece iman ve teslimiyetlerini artırdı.
34:29
Diyorlar: \"Doğru sözlülerseniz, bu tehdit ne zaman?\
34:43
Ayetlerimiz açık-seçik kanıtlar halinde karşılarında okununca şöyle derler: \"Bu adam, atalarınızın kulluk/ibadet etmekte olduklarından sizi vazgeçirmek isteyen biriden başkası değil.\" Şunu da söylerler: \"Bu, düzenlenmş bir yalandan/iftiradan başka şey değildir.\" Hakkı inkâr edenler, o kendilerine geldiğinde şöyle demişlerdir: \"Açık bir büyüden başka şey değil bu!\
34:43
Ayetlerimiz açık-seçik kanıtlar halinde karşılarında okununca şöyle derler: \"Bu adam, atalarınızın kulluk/ibadet etmekte olduklarından sizi vazgeçirmek isteyen biriden başkası değil.\" Şunu da söylerler: \"Bu, düzenlenmş bir yalandan/iftiradan başka şey değildir.\" Hakkı inkâr edenler, o kendilerine geldiğinde şöyle demişlerdir: \"Açık bir büyüden başka şey değil bu!\
34:43
Ayetlerimiz açık-seçik kanıtlar halinde karşılarında okununca şöyle derler: \"Bu adam, atalarınızın kulluk/ibadet etmekte olduklarından sizi vazgeçirmek isteyen biriden başkası değil.\" Şunu da söylerler: \"Bu, düzenlenmş bir yalandan/iftiradan başka şey değildir.\" Hakkı inkâr edenler, o kendilerine geldiğinde şöyle demişlerdir: \"Açık bir büyüden başka şey değil bu!\
35:12
İki deniz birbirine eşit olmaz. Bu tatlıdır, susuzluğu giderir, içimi hoş ve rahattır; şu tuzludur, acıdır. Ama hepsinden de taze et yersiniz; giyip takınacağınız bir süs çıkarırsınız. Allah'ın lütfundan nasip aramanız ve şükredebilmeniz için, gemilerin denizi yara yara gittiğini görürsün.
36:48
Bir de şöyle derler: \"Eğer doğru sözlüler iseniz, bu tehdit ne zaman?\
36:52
Şöyle diyecekler: \"Vay başımıza gelene! Kim kaldırdı bizi mezarımızdan? Rahman'ın vaat ettiği işte bu! Peygamberler doğru söylemişler.\
36:61
\"Bana ibadet edin, dosdoğru yol budur!\" demedim mi?
37:15
Şöyle dediler: \"Bu, apaçık bir büyüden başka şey değildir.\
37:20
Şöyle derler: \"Vay başımıza! Din günüdür bu!\
37:21
O yalanlayıp durduğunuz ayrım günüdür bu.
37:60
Doğrusu bu, büyük başarının ta kendisidir.
37:61
Çalışanlar, böylesi için çalışsınlar.
37:106
\"Bu, hiç kuşkusuz apaçık imtihanın ta kendisiydi.\
38:4
Kendi içlerinden kendilerine bir uyarıcı geldi diye şaşıp kaldılar. Ve şöyle dedi bu nankörler: \"Bu adam yalanlar düzen bir büyücü...\
38:5
\"İlahları bir tek tanrı mı yapmış? Bu, gerçekten hayret edilecek bir şey!\
38:6
İçlerinden kodaman bir grup öne çıktı: \"Haydi, yürüyün! İlahlarınıza sahip çıkmada kararlı davranın! Gerçek şu ki, istenip beklenen şey budur.\
38:7
\"Öteki millette işitmedik böyle bir şey. Bu bir uydurmadan başka şey değildir.\
38:23
\"Şu benim kardeşimdir. Kendisinin doksan dokuz koyunu var. Benimse bir tek koyunum var. Buna rağmen, onu da bana ver dedi ve tartışmada bana galip geldi.\
38:39
Bu, bizim lütfumuzdur; ister ver, ister elinde tut. Hesap yok...
38:42
\"Ayağını yere vur! İşte yıkanacak bir yer, işte içilecek soğuk bir su!...\" dedik.
38:49
Bir hatırlatmadır bu! Korunup sakınanlar için elbette güzel bir gelecek vardır.
38:53
Hesap günü için size vaat edilen işte budur.
38:54
İşte bu, bizim verdiğimiz rızıktır elbette. Bitip tükenmesi yoktur onun.
38:55
Bu, budur! Azgınlara da kötü bir gelecek vardır elbette!
38:57
İşte burada! Hadi, tatsınlar onu: Kaynar su, kokuşmuş irin.
38:59
Şöyle denilir: \"İşte sizinle birlikte direnişe geçen bir grup. 'Merhaba' yok onlara! Onlar ateşe salınıyorlar.\
38:61
Şöyle yakardılar: \"Rabbimiz, bunu bizim önümüze çıkaranın ateşteki azabını bir kat daha artır.\
39:27
Yemin olsun, biz bu Kur'an'da insanlara her türden örnekler verdik ki düşünüp öğüt alabilsinler.
39:71
İnkâr edenler bölük bölük cehenneme sevk edilirler. Oraya geldiklerinde onun kapıları açılır ve cehennem bekçileri onlara şöyle derler: \"Size, içinizden resuller gelmedi mi ki, Rabbinizin ayetlerini karşınızda okusunlar ve sizi şu gününüze kavuşmanız hususunda uyarsınlar?\" Onlar: \"Evet, derler, geldi ama inkârcılar hakkında azap hükmü hak oldu.\
41:50
Eğer kendisine dokunan bir zorluktan/zarardan sonra bizden bir rahmet tattırsak, yemin olsun, şöyle diyecektir: \"Bu benim hakkım! Kıyametin kopacağını da sanmıyorum. Rabbime döndürülmüş olsam da şüphesiz, O'nun katında benim için şaşmaz güzellikler vardır.\" Yemin olsun, biz o nankörlük edenlere, yapıp ettiklerini haber vereceğiz. Yemin olsun, o çetin azabı onlara tattıracağız!
43:30
Ne var ki, hak kendilerine geldiğinde şöyle dediler: \"Bu bir büyü, biz bunu inkâr ediyoruz!\
43:31
Ve dediler: \"Şu Kur'an, iki kent içinden büyük bir adama indirilmeli değil miydi?\
43:61
Hiç kuşkusuz o, kıyamet saati için bir bilgidir. O halde sakın o saat hakkında şüpheye düşmeyin; bana uyun. Dosdoğru yol budur.
43:64
\"Kuşkusuz, Allah hem benim Rabbimdir hem sizin Rabbinizdir. O halde O'na ibadet edin! İşte bu, dosdoğru bir yoldur.\
44:11
İnsanları kuşatıp sarar. İnletici bir azaptır bu.
44:50
\"İşte budur o kuşkulanıp durduğunuz şey.\
45:11
İyiye ve güzele bir kılavuzdur bu! Rablerinin ayetlerini inkâr edenler için, korkunç bir pislik azabı öngörülmüştür.
45:20
Bu Kur'an, insanların kalp gözlerini açacak ışıklardan oluşur. Gereğince inanan bir toplum için de bir kılavuz ve bir rahmettir o.
45:29
Bu bizim kitabımız, karşınızda gerçeği söylüyor. Çünkü biz, yapıp-ettiklerinizin kopyasını çıkarıyorduk/yaptıklarınızı kaydediyorduk.
45:34
Şöyle denilir: \"Unutuyoruz sizi bugün! Tıpkı sizin, bugününüze kavuşmayı unuttuğunuz gibi. İşte böyle! Sığınağınız ateştir; hiçbir yardımcınız da olmayacaktır.\
46:7
Herşeyi ayan-beyan gösteren ayetlerimiz onlara okunduğunda, kendilerine gelmiş olan hakkı inkâr edenler şöyle derler: \"Açık bir büyüdür bu!\
46:11
İnkâr edenler, inananlara şöyle derler: \"Eğer bu, hayırlı bir şey olsaydı, bunlar ona inanmakta bizi geçemezlerdi.\" Bununla umduklarını bulamayınca şöyle diyecekler: \"Bu, eski bir uydurmadır.\
46:17
Birisi de ana-babasına: \"Yazık size, benden önce bir yığın nesil gelip geçtiği halde, siz bana, benim diriltileceğimi mi söylüyorsunuz?\" dedi. Onlarsa Allah'a sığınarak, \"Yazıklar olsun; inansana, Allah'ın vaadi haktır\" diye vahlanınca o şöyle dedi: \"Bu, öncekilerin masallarından başkası değil!\
46:24
Nihayet onu, vadilerine doğru gelen geniş bir bulut halinde görünce: \"Ha, dediler, bu bize yağmur getirecek bir bulut!\" Hayır, o, aceleden istediğiniz şeyin ta kendisi. Bir rüzgâr ki, içinde acıklı bir azap var.
46:34
Gün gelir, o inkâr edenler, ateşe arz edilir. \"Bu gerçek değil miymiş?\" diye sorulur. \"Elbette! Rabbimize yemin ederiz, gerçekmiş!\" derler. Allah buyurur: \"O halde, inkâr ettiğinizden ötürü tadın azabı!\
50:2
İş sanıldığı gibi değil! Kendilerine içlerinden bir uyarıcı geldi diye şaştılar da şöyle dediler o küfre batanlar: \"Acayip şey bu!\
50:32
İşte size vaat edilen budur. Allah'a sürekli yönelen, korunması gerekeni koruyan herkese...
51:14
Tadın imtihan ve ıstırabınızı. İşte budur o çarçabuk gelmesini istediğiniz!
52:15
\"Bu da mı büyü?! Yoksa siz mi görmüyordunuz?\
53:56
Bu da ilk uyarıcılar gibi bir uyarıcıdır.
53:59
Şimdi siz bu sözden mi hayrete düşüyorsunuz?
54:8
Boyunları büküktür çağıranın önünde. Derler ki o küfre saplananlar: \"Çok zorlu bir gün bu!\
56:56
Din gününde ağırlanışları böyledir.
56:95
İşte budur, o tartışmasız, o kesin gerçek!
59:21
Eğer biz bu Kur'an'ı bir dağın üzerine indirseydik, her halde sen onu Allah korkusundan huşû ile boynunu bükmüş, çatlayıp yarılmış görürdün. Biz benzetmeleri insanlar için yapıyoruz ki, inceden inceye düşünebilsinler.
61:6
Meryem oğlu İsa'nın da şöyle dediğini hatırla: \"Ey İsrailoğulları! Ben size Allah'ın elçisiyim. Benden önce Tevrat'ı doğrulayıcı ve benden sonra gelecek Ahmet adında bir elçiyi müjdeleyici olarak gönderildim.\" Fakat İsa'nın müjdelediği elçi onlara apaçık deliller getirdiğinde: \"Bu, katıksız bir büyüdür!\" dediler.
67:20
Rahman'a karşı/Rahman'dan başka size yardım edecek ordunuz kimdir? İnkârcılar bir aldanış/gurur içindeler; hepsi bu!
67:25
Derler ki: \"Eğer doğru sözlülerseniz, bu vaat de zaman?\
67:27
Onu yakından gördüklerinde, inkâr edenlerin yüzleri kötüleşti. Şöyle denildi: \"O habire çağırıp durduğunuz şey budur.\
74:24
Şöyle dedi: \"Bu, rivayet edilerek gelen bir büyüden başka şey değil.\
74:25
\"İnsan sözünden başka bir şey değil bu.\
76:22
İşte bu size bir ödüldür. Ve sizin gayretiniz şükranla karşılanmıştır.
77:35
Konuşamayacakları gündür bu!
77:38
Ayırma günüdür bu! Sizinle öncekileri bir yere topladık.
87:18
Hiç kuşkusuz, bu Kur'an, ilk sayfalarda da elbette vardır.
106:3
Bu evin Rabbine ibadet etsinler!